Posts Tagged ‘ jug ’

Ankara JUG Mayıs 2013 Etkinliği Ardından

Ameleler,

Yine bir Ankara JUG yazısı ile karşınızdayım.

Malum, 30 Mayıs’ta yapılan Ankara JUG toplantısından sonra, 31 Mayıs’ta İstanbul Taksim’den başlayan olaylar her yeri sardı. Bize yeni şeyler öğreten bu süreç içerisinde JUG toplantısı ile ilgili görüşlerimi toparlayıp bir yazı haline getiremedim. Anca toparlayabiliyorum.

Mayıs 2013 etkinliği, Git üzerine idi. Linus Torvalds’ın bizzat geliştirdiği, açık kaynak dünyasnda bir anda popülerlik kazanan sürüm yönetim sistemi Git, biraz korkutan, biraz da ters gelen bir sistem. Korkutuyor, çünkü öncelikle Linux üzerine çıkması ve eğitim örneklerinin genelde terminal komutlarından oluşması, grafik arabirim kullanmaya alışmış geliştiricilerin işine gelmiyor. Ters geliyor, çünkü Subversion ya da TFS gibi sunucu – istemci (server – client) yapısında değil, dağıtık (distributed) bir yapıca çalışıyor. Merkezi bir sunucu gerekliliğinin olmaması, geleneksel yapıları kullanan geliştiricileri korkutuyor.

git scm

git scm

JUG etkinliğinde bizlere Git anlatan Mustafa Sakalsız, açıkçası güzel bir şekilde bize Git’i -pazarlamacı tabiriyle- sattı. Git’in, zaten hız konusunda iyi olduğunu bir çok yerden okumuş, görmüştüm. Fakat, branch kullanma yöntemini, hem kendim okumadığım hem de denemediğim için bilmiyordum. Benim en çok ilgimi çeken ve kullanma yönünde en çok aklımı çalan özelliği de açıkçası branch kullanmanın kolaylığı oldu. SVN’de branch’leri birleştirirken çektiğimiz çileleri çekmeyeceğimiz yönünde bir izlenimim oldu.

Güzelliklerine rağmen, Git’in binary dosyalardaki zaafı, resimlerin yoğun bir şekilde kullanıldığı web uygulamalarında kullanımı biraz zorlaştıracak gibi. SVN’in binary dosyalarda, hatta bütün dosyalarda, dosya farklarını tutması, merkezi sunucuda ve yereldeki dosya boyutunu makul bir seviyede tutabiliyordu. Git ise, dosya farklarından ziyade, değişen dosyaların kendisini tuttuğu, ve her sürüm için bu dosyaları yerelde de sunucuda da tuttuğu için, sık değişen dosyalar, disk kullanımını ciddi oranda artırabilir görünüyor.

Bu kadar açık kaynaklı proje kullanmama rağmen Git kullanmamak benim eksikliğim. Ankara JUG etkinliği sayesinde, Git konusunda başlangıç gazımı almış durumdayım.

Kullanım aşamasına gelirsem, onunla ilgili de yazarım.

Haydi, şimdi Git’in.

Ankara JUG Mart 2013 Etkinliği

Ameleler,

Ankara JUG Mart etkinliğine rahatsızlığım sebebi ile katılamadım. Galiba, şimdiye kadarki en popüler etkinliği kaçırdım. Yine de, blog yazısı eksik olmasın diye, etkinliğe katılan arkadaşlarımdan görüşlerini yazmalarını rica ettim. İki kişiden bir ses çıkmadı, fakat bu çağrıma cevap veren Erkan Taşkın’a teşekkür ediyor ve yazısını paylaşıyorum.

Ankara JUG 2013 Mart ayı etkinliğinin bu güne kadar katıldığım Ankara JUG etkinlikleri içinde en çok keyif aldığım etkinlik olduğunu açıkça söyleyebilirim. Önceki etkinlikler de elbette ki güzeldi ama Amerika’da Silikon Vadisi’nde yıllarca çalışmış, sektörde oldukça tecrübeli Hale Hanım’ın eğlenceli sunumuyla Mart ayı etkinliği farklı bir boyut kazandı bence 🙂

Peki etkinlikte ne oldu da bu kadar beğendin, keyif aldın derseniz biraz açıklamaya çalışayım. Öncelikle Hale Hanım Silikon Vadisi’nde, yani teknoloji işlerinin en üst seviyeye ulaştığı bir yerde, 10-15 yıl çalışmış, sektörde oldukça tecrübeli bir kişi. Yaklaşık 1.5 saat süren sunumunun başında iş hayatının kısa bir özetini yapıp bulunduğu yerlerden bahsetti. Ardından son 2-3 yıldır görev yaptığı şirketin ve içinde yer aldığı projenin evrimleşme hikayesini anlatmaya başladı. Çalışmakta olduğu şirketin okullarda kullanılan, install edilen offline bir ürünleri varmış. Bu ürünü online, daha fazla insan tarafından kullanılabilir, raporlarına ulaşılabilir bir hale getirmeye çalışmışlar. Projeye başladıklarında önlerinde 1 yıl gibi kısa bir süre varmış, şirketlerindeki yönetim kadrosu ve pazarlama ekibi ile yaptıkları toplantı sonunda 1 yıllık sürede yapabilecekleri, katma değeri yüksek olacak parçaları seçip (bazı parçaları ileriki süreçte yapmak üzere ertelemişler) işe koyulmuşlar. 1 yıl içinde yaşadıkları zorlukları, kullandıları teknolojileri, minimum maliyetli testleri tamamlamak için şirketteki pazarlama ekibi dahil nasıl kullandıklarını motive olmak için yaptıkları küçük şeyleri çok hoş bir dille bize anlattı. Aklımda kalan bir örneği de paylaşayım; projelerinin kod adı Everest olarak belirlemişler. Projenin son aylarına doğru işler sıkışmaya başladığı zamanlarda, her gün masalarında farklı farklı notlar/eşyalar bulmaya başlamışlar. Bir gün bir Everest dağı biblosu ve altında bir not “zirveye az kaldı, dayanın”, başka bir gün everest resimli kupa… 🙂 Böyle birşey çok hoşuma gitti benim. mount-everest
Bu konuşmaların içinde elbetteki teknik konulara da girdik, hangi teknolojileri kullandılar, süreç yönetiminde hangi araçlar kullanıldı, Agile, Scrum konularından da konuşuldu.
Güzel sunumu için Hale Hanım’a ve bu etkinliği gerçekleştiren Ankara JUG ekibine de teşekkür ediyorum 🙂
Diğer etkinliklerden sonra görüşmek üzere.

Ankara JUG – Şubat Etkinliği Ardından

Ameleler,

Yine geç kalmış bir Ankara JUG yazısı daha. 28 Şubat’ta yapılan Ankara JUG toplantısı sonrasında, hemen o haftasonu yazmaya niyetlendim, ama etkinliğin üzerinden 10 küsur gün geçmeden yazı yazamama gibi bir durum oluştu bende.

Neyse, konumuza gelelim.

Bildiğiniz gibi, Kasım 2012’den beri, Ankara JUG düzenli aylık etkinlikler yapıyor. Şubat 2013 etkinliği de, öncekiler gibi bir Perşembe günü, Bilkent Cyberpark’da yapıldı. Konuşmacı Mert Çalışkan, bizlere yazılım testi ile ilgili çok güzel, biraz da yoğunlaştırılmış bir sunum yaptı. Akşam iş çıkışı biraz dikkat toplamakta zorlansak da aradan birşeyler kapabildik.

Test konusunda, Türkiye’deki yazılım şirketlerininin çok eksikliği olduğunu düşünüyorum. Belirli kurumsal ve özellikle çok yüksek bütçeli projeler dışında, otomatikleştirilmiş test süreçleri yazılım geliştirme süreçlerine çok fazla entegre edilmiyor. Genelde, projeler “deadline” adı verilen o belirli gün ve haftalara yetiştirlmeye çalışıldığı için, çıkacak yeni bir özellik eklemeyen kodlardan olan birim testler için hiç vakit ayrılmıyor, ayrıldıysa bile ilk taciz edilen zaman birim test zamanı oluyor. Halbuki, sunumda Mert Çalışkan’ın belirttiği gibi, kodumuzu denemek için gerekli gereksiz yerlere “System.out.print()” yazmak yerine o kodu test eden bir birim test yazsak, kendimizi bir sonraki denemeye de hazırlamış ve zaman kazanmış oluruz. Tabi bu biraz da alışkanlıktan kaynaklanıyor, birim test yazarak ürün geliştirmeye alışmamış bünyelerde test yazmak biraz gaz yapabiliyor.

Birim test dışında entegrasyon testleri de sunumun konusuydu. Çok fazla detaya girmeyeceğim, etkinlikteki sunuma buradan ulaşabilirsiniz.

Mart etkinliği de duyuruldu, bekleriz.

Ankara JUG, Ocak 2013 ve Sonrası

Ameleler,

Her ay yazdığım gibi, bu ay da Ankara JUG etkinliğinden sonra etkinlik ile ilgili gayrı resmi yazımı yazayım dedim. Biraz geciktim, çünkü kafamda tam tasarlayamadım yazacaklarımı.

Ocak 2013 etkinliğinin konusu HTML 5 idi. Murat Can Alpay’ın yaptığı sunum ile HTML 5 teknolojilerinin içine daldık. Kendi açımdan HTML 5, her zaman orada bir yerde duran, var olduğunu bildiğim fakat hiç kullanmadığım bir teknoloji. Hangi derde çare olduğunu, nerelerde seçilmesi gerektiğini biliyorum ama bir canvas tag’i açmışlığım yoktur açıkçası. Ankara JUG sayesinde HTML 5’in tarihçesinden detaylarına kadar girdik. Arada, sorulan soruyu yanıtlayarak 3 aydır gözümü diktiğim Oracle Academy mug’ını da kazandım 🙂 İşin ironik kısmı, hiç sevmememe rağmen Microsoft sayesinde bu mug’ı kazanmış olmam..

HTML5

Asıl anlatacağım, etkinlik ve sunum değil, etkinlik sonrası buluşma, ve aslında Ankara JUG’un kendisi. Ankara JUG kurucuları ve benim gibi bir kaç daha katılımcı ile, güzel bir ortamda muhabbet ettik. “Optimus Prime” sağolsun, ilk içkilerimizi ısmarladı. Ankara JUG’un kuruluş hikayesini, motivasyonunu ve hedeflerini birinci ağızlardan öğrenme şansı buldum. Bu şekilde başlayan organizasyonların en büyük eksikliği tanınma ve bilinirlik. Sosyal medya üzerinden elimden geldiğince desteklemeye çalışıyorum. Aynı şekilde, diğer katılanların da desteklemesi gerektiğini düşünüyorum, yapılacak şey de aslında çok basit. Ankara JUG etkinliğine katıldığınızı bir şekilde sosyal medya üzerinden paylaşın yeterli. Takipçilerinizin, arkadaşlarınızın arasında Ankara JUG adı bilinmeye başladıktan sonra, yapılanları merak edenler olacak, bu da etkinliğe olan ilgiyi artıracaktır. Ben elimden geldiğince gönüllü çığırtkanlık yapıyorum, Twitter üzerinden, bu blogdan birşeyler karalamaya çalışıyorum.

Peki neden bu organizasyona ilgiyi artırmaya çalışıyoruz? Büyük JUG’lar, çok katılımcılı, bir kaç gün süren etkinlikler gerçekleştirebiliyorlar. Bu, hem biraz maddi kaynağın artıyor olması (sponsorlar vs.) hem de katılımcıların kalitesinin ve çeşitliliğinin artması sebebiyle ilgi alanlarının artmasından kaynaklanıyor. Bir başka sebep de, JUG’ların, bazı JSR (Java Specification Request) üretimine giriyor ve bunları Java sürümlerine ekleyebiliyor olmaları. Yıllardır kullandığımız platforma destek olabilme fikri bile heyecan verici.

Şubat etkinliği için http://ankarajug.blogspot.com adresini takip edin. Bu organizasyonu beraber büyütelim, Ankara JUG olarak bir adımız olsun.

Ankara JUG – Aralık 2012 Buluşması Ardından

Ameleler,

Geçen ay ilki düzenlenen Ankara JUG (Java Users Group) buluşmasının ardından, geçen Perşembe günü ikinci buluşma gerçekleşti. Bu buluşmaya da katılarak öncelikle kendi adıma bir başarıya imza attım – bir işin devamını getirebildim 🙂

Ankara JUG

Ankara Java Users Group

Bu ayki konu, Agile (Çevik) Yöntemler ve bu yöntemlerden son zamanlarda en popüler olanı Scrum idi. scrumturkey.com kurucusu Barış Bal’ın yaptığı sunumda Scrum nedir, nasıl uygulanmalıdır sorularına cevaplar bulduk. Katılımcıların Scrum’a olan ilgisi açıkçası beni şaşırttı, çünkü Türkiye koşullarında Scrum gibi geleneksel olmayan bir yöntemin uygulanmasını geçtim bilinip konuşulması bile yargılanıyor. Yüksek lisans yaptığım zamanlarda, geleneksel yöntemin ateşli savunucusu hocama karşı Agile yöntemleri savunurken ne kadar zorlandığımı hatırlıyorum. Aynı durum yazılım sektörünün büyük oyuncuları için de geçerli, sanırım 2 seneden az süreli plan yapıldığı zaman yapılan iş küçük görülüyor. Aldığım proje yönetimi eğitiminde de, dışarıdan hizmet alınan proje yöntecilerinin tavırlarında da aynı havayı sezdim sürekli.

Geleneksel yöntemler bir yere kadar iyi sonuç verdi, fakat bu 1980’lere kadardı! O yıllardan beri yazılım mühendisleri, süreçleri iyileştirmek adına Scrum adı verilen bu yeni yöntemi geliştiriyor ve iyileştiriyorlar. Ankara JUG sayesinde de bu yöntemi belki de ilk kez tanıyan insanlar oldu. Katılımcılardaki heves, belki de Ankara’dan başlayarak yazılım süreçlerinde bir “Scrum Baharı” yaşatabilir.

Etkinlik ile ilgili Ankara JUG blog yazıları:

http://ankarajug.blogspot.com/2012/12/ankara-jug-aralk-ay-etkinligi.html

http://ankarajug.blogspot.com/2012/12/aralk-etkinligi-geri-bildirim-kapmz.html

 

Ankara JUG Kasım 2012 Etkinliği Ardından

Ameleler,

Birkaç iyi niyetli Java programcısının girişimiyle kurulan Ankara Java Users Group (Ankara JUG), ilk açık etkinliğini 22 Kasım Perşembe günü Bilkent Cyberpark’ta gerçekleştirdi. Gidelim, görelim dedik ve katıldık.

Ankara JUG

Ankara Java Users Group

İlk başta, kısa bir Ankara JUG tanıtımı gerçekleşti. Türkiye için de bir ilk olan Ankara JUG, henüz Oracle tarafından resmi olarak tanınmasa da, bu konuda girişimlerin başladığını öğrendik. Yazılım sektörünün bu kadar geniş olduğu, Java kullanan geliştirici sayısının bu kadar fazla olduğu Ankara’da böyle bir girişimin olması hem sektör açısından hem de bu işle uğraşanların kariyer gelişimleri açısından çok faydalı olacaktır. Özellikle etkinliklerin her ay düzenli bir şekilde yapılması, sektörün bu girişime daha çok destek vermesi ile güçlü bir topluluk oluşacaktır.

Ankara JUG tanıtımından sonra, gecenin sponsoru Prime Teknoloji’nin meşhur ürünü PrimeFaces tanıtımını dinledik. Açıkçası, daha önce PrimeFaces’i internette bulmuş ve denemeye çalışmıştım, fakat arkasında bu kadar büyük bir topluluk olduğunu, dünya çapında bu kadar çok seveni olduğunu bilmiyordum. Türkiye’den Açık Kaynaklı bir ürünün çıkarak dünya çapında başarı sağlaması çok hoşuma gitti. Tanıtımı dinlerken, bir yandan da aklımdaki fikirleri PrimeFaces ile yapabilir miyim diye düşünmeye başladım 🙂

Etkinliğin sonunda T2 Yazılım’ın dağıttığı Scrum Poker kartlarından aldık. Keşke birkaç deste daha alsaymışım diye hayıflandım daha sonradan ama başlangıç için iyi bahane oldu. Yakın bir zamanda, proje planlaması yaparken bu kartları kullanarak ilk denememizi yapacağız.

Şimdilik bu kadar. Aşağıda etkinlik ile ilgili bağlantıları bulabilirsiniz.

https://www.facebook.com/media/set/?set=a.532468203447830.132601.524483007579683&type=3

http://ankarajug.blogspot.com/2012/11/ankara-jug-kasm-2012-etkinligi_23.html

http://ankarajug.blogspot.com/2012/11/geribildirim-kapmz.html

%d blogcu bunu beğendi: